Çöplüğe Atılan Eserler...



Bugün, sokağa çıkma yasağı neticesinde evin ihtiyaçları için dışarı çıktım. Evimin yakınında bulunan marketin çöplüğünün yanında tel kafes üzerine dizilmiş kitaplar dikkatimi çekti. Yaklaşıp baktığımda zamanının müceddidi Gazali'nin (r.a) dört ciltlik muhteşem eseri 'İhyau Ulumuddin' olduğunu fark ettim. Çöplüğe atma hürmetsizliğini göstermemek için de kitapları, çöplüğün yanında bulunan kağıt atık kafesinin üzerine dizmişlerdi. Herhalde ne aileden ne de çevreden buna ihtiyaç duyacak, okuyacak kimsenin kalmadığı kanaatindeydiler.
Geçen bir tahkik ehlinden de dinlediğim gibi bugünün insanının en büyük eksikliği evlerinde kütüphanelerinin olmamasıdır. Artık evlerde kütüphane kalmadı. Kaldıysa da yeni nesil kitapların kapağını bile açmıyor. O araştırmacı yazar, kendine ait beş bin kitaptan oluşan bir kütüphanenin bulunduğunu ama çocuklarının bu kitaplardan bir tanesini bile okumadığını söylüyordu. Neden okumadıklarını sorduğunda ise dillerinin ağır olduğunu, bu yüzden anlayamadıklarını aktarıyordu.
Dildeki tahribatını görüyor musunuz? Bundan 40 sene önceki kitapları anlamaktan mahrum bir nesle sahibiz.
12. Yüzyılın büyük İslâm âlimi İmam Gazâlî (r.a) "Dini İlimlerin Canlandırılması" anlamına gelen bu eserleriyle yalnızca yaşadığı dönemde değil, hemen her asırda derin izler bırakmış. Özellikle o dönemde tercüme edilen felsefi eserlerle İslam'a sokulmaya çalışılan şüphelere mukni cevaplar vermiş.
Artık ne geçmişteki alimlerin değerini bilir ne de eserlerine ihtiyaç duyar olmuşuz. Kendi değerlerinden bihaber, boş bir nesil...
Halbuki bu kitaplar, her evde bulunması gereken birkaç temel eserden birisidir.
Eserleri kucakladım, getirdim. İhtiyaç duyan ve hakkıyla okuyacak birine vermeyi düşünüyorum.

Yorumlar