"Bediüzzaman, muhtelif eserlerinde ve defaatle, bir hüsne baktığınızda veya gördüğünüzde, “Ne güzeldir, demeyiniz. Ne güzel yaratılmıştır, deyiniz.” diyor.
Birinci ifâde ile ikincisi arasındaki büyük uçurumu görebildiniz mi?
Birinci ifadede ülfetin felç ettiği herhangi bir zihin için dikkate değer hiç bir şey yoktur, hiçbir mânâyı doğurmaz. Zihin, gözün naklettiği zevk ile iktifâya mecbur kalır...
Ne var ki, ikinci ifâde zihinde başka bir suali doğurur: O zaman bu güzel çiçeği veya kuşu veya kelebeği kim yaratmıştır?
“Ne güzel yaratılmıştır.” İfâdesinin zihne ilka ettiği bu sual, Allah’a götüren upuzun bir tefekküre kapı aralar. Zihin, o güzel hüsünde Allah’ı görür ve bir Huzur-u Daimi kazanır; kişi faziletli bir kul, faydalı bir insan olur."
Hüseyin Yılmaz
Yorumlar
Yorum Gönder