Eskiden beri güzel bir metni hoş bir melodiyle birlikte okumayı, dinlemeyi severim. Daha önce bu tarz videolar hazırlamıştım. Hazırladığım bu çalışmaları video paylaşım sitelerine, oluşturduğum kanalıma, sosyal medyaya yüklemiştim. Onlar bir zaman ihtiyaca cevap verdi. Bu konuda yapılacak çalışmalara öncü oldu.
Ancak seriü't teessür olan zamane insanı bir şeyi çabuk elde edip çabuk bırakmayı alışkanlık haline getirmiş. Saatlerce emek verilmiş şeyleri çabucak tüketiyor. Onca emek verilmiş bir fotoğrafa bile bir saniye zamanı zor ayırıyor. Nerede 6-7 dakikalık video izlesin!
Ama ben tavsiye ederim. Şöyle sessiz bir ortamda hakikat balları hoş bir melodiyle nefis oluyor. Damla damla kalbe, zihne iniyor. Kendi ürettiğim bu videoları defalarca izlesem usanmıyorum. Malayani şeylerdense bunlara zaman ayırmaya değiyor.
Üniversitede bir felsefe hocamız vardı. Derse girer, bir on dakika sessiz dururdu. Zamane insanının kendini bile dinlemesinden mahrum olduğunu söylerdi. İç muhasebede bulunmanın, kendini dinlemenin önemine dikkat çekerdi. Eskiden insanların özellikle ramazan aylarında itikafa çekilmeleri de bu afaki dünyadan enfüsi dünyanın derinliklerine çekilmenin bir antremanı değil miydi?
Bu tarz ruha hitap eden, insana aslını, mahiyetini, hedefini gösteren eserlere ne kadar çok ihtiyaç var. Yoksa zaman, farkında olmadan rüzgar gibi akıp gidiyor. Oyalanmadan ibaret şu dünyadan süratle göçerken, hayatın sırlarını keşfedememek, sonsuz huzur ve saadet hakkını elde edemeden gitmek büyük bedbahtlık olsa gerek.
Yorumlar
Yorum Gönder