Hayat Ne içindir?

Bir öğrencim, “minik anlamlar yetmez mi bize?” dedi

Bazen minik, ufak şeyler bizi mutlu olmaya yeter.

- Sizce yeter mi yani? Zaten onlar olmadan yaşayamazsın. Hayatımızda onlar zaten var. Mesela sen şimdi lisede niye okuyorsun?

- Üniversiteyi okumak için.

- Üniversite ile lise anlam kazanıyor, yani. Üniversite ne içindir?

- İş için, meslek için.

- Üniversite sana meslek kazandıracak. O ne içindir peki?

- Hayat içindir.

- Peki, hayat ne içindir? Madem her şey üst bir şey ile değer ve anlam kazanıyorsa hayat da kendisinden daha üstün ve değerli bir şeyle, ona referans olmasıyla anlamlı ve değerli olur. O ne içindir?

- O da sonsuz hayat içindir.

- Bir damlanın kendi başına bir değeri olmaz. Atarsın kuma kaybolur gider. Ama denize katılırsa, deniz olur, deniz kadar değer kazanır.

İşte bu damla gibi bu hayat da sonsuzluk denizine katılırsa değer kazanır.

- Yoksa ne olur?

- Minik anlamlar anlamını yitirir. Elbette dünyada bir takım ideallerimiz ve hedeflerimiz var. Minik anlamlar dediğimiz bu gibi şeyler, büyük anlamla anlamlı olur. Yoksa anlam bile anlamını yitirir. İnsan anlamsızlığa mahkûm olur. Bu anlamsızlık onu içten içe yer bitirir. Öfke biriktirir, hırçınlaştırır, yalnızlaştırır. Her şeye öfke kusturur.

- Öyle değil mi? Şimdi bazı evler cehennem gibi. Herkes birbiriyle kavgalı. Kimsede samimi dostluk yok. Herkes yalnız. Güya iletişim çağındayız ama iletişim sıfır. Evin fertleri birbirinden kopuk.

- Ama sonsuzlukla birleştirirsek her şey değerli olur. Bu mesele basit bir mesele değil. Onun için bu husus tüm dünya insanlarını derin derin düşündürmeli. Böyle başımızı ellerimizin arasına alıp hayatı yeni baştan sorgulamalıyız. Yeni baştan!

Seyfettin Bulut