Koşuşturmalar



Bu hız çağında yürüyen merdivenlerin hızı yeterli olmadığından çoğu zaman yürüyen merdivenlerde koşan kimselere şahit oluyorum. Bazen önüm açık olursa ben de yürüyorum veya koşuyorum.
Bu sabah metrodan indikten sonra yürüyen merdivenlerden çıkarken “Günaydın Hocam!” diyen bir öğrencimle sohbet ederek okula geldim.
“Nasıl gidiyor?” soruma, “Fani dünya, koşuşturup duruyoruz.” diye cevap veren bu öğrencime çoklarına dediğim gibi dedim ki:
Eğer bütün koşuşturmaların sonunda varacağın yeri unutmaz ve oraya hazırlanmayı ihmal etmezsen koşuşturmaların boşa gitmez inşallah.
Gerçekten herkes koşup duruyor. Yazın köye gittiğimde evimizin bahçesinde sanki çok önemli işler varmış gibi toprak üstünde hızlı hızlı hareket eden karıncaları, böcekleri izlemiştim.

“Karıncalar, karıncalar;
Sizinde mi aklınızı
Bazen bir şeyler kurcalar?”

Diye soran şair gibi düşündüm. Bunlar bize ait olan bir bahçede bizden habersiz bir şeylere sahip olmak için didinip duruyorlar.. üç günlük ömürleri böyle geçiyor..
Sonra daha geniş perspektiften bakıp onların yerine insanları koydum. Caddelerde, çarşılarda habire koşturan insanları. Bizim olmayan bir dünyada, Allah’ın dünyasında Ondan habersiz koşuşturmak, yalancı hedeflere doğru yarışmak çok garip geldi bana.
Kimse bu amaçsız koşunun farkında değil!

“Yağız atlı süvari koştur atını koştur
Sonunda nere çıkar bu yolun kıvrımları?” düşünen var mı?

Tekasür suresinin ilk ayetleri uyarıyor:
“Daha çok şeye sahip olma hırsına tutuldunuz. Ta ki, kabirlerinize ininceye kadar… Hayır öyle değil, ileride anlayacaksınız.”
Yahudi asıllı olup sonradan Müslüman olan Muhammed Esed’in Tekasür Suresinin ilk ayetlerine böyle meal vermesini çok anlamlı ve ilginç buldum. Bu zat, Mekke’ye giden Yol” isimli kitabında bu ayetlerin Kur’an’ın Allah Kelamı olduğuna dair şüphelerini tamamen izale ettiğini söylüyor ve şu yorumu yapıyor.
“Bu kelam uzak Arabistan’ın uzak geçmişinde sesini yükselten ölümlü bir insanın hikmetli sözleri olmaktan çok daha öte bir şeydi. Çünkü o insan, yirminci yüzyıla özgü koşuyu bilemez ve böylesine hâkim bir üslupla dile getiremezdi.”
Evet, “yürüyen merdivende koşan adam” pozisyonundayız.
“Koşmayalım.” Demiyorum, ama “Nereye koştuğumuzu bilelim ve hayatımız için bütün koşmalarımıza değecek bir anlam bulalım.” diyorum.
Seyfettin Bulut

 

Yorumlar