...Yol kenarlarında kavun karpuz sergileri var. Kavun almak için bir tanesinde durdum. 12-13 yaşlarında bir çocuk.
-Bal gibi kavun, dedi. İnce bir dilim kesti ve tadına bakmamı istedi. Baktım fena değil.
-Ne kadar kavun,
Eline bir çuval aldı ve doldurmaya başladı.
-Ne kadar kavun diye bir daha sordum.
-Kavun ne kadar sana onu sordum dedim.
-3 TL abi dedi.
-Pahalı, marketlerde bile bu fiyata satılmıyor, siz üstelik vergi falanda vermiyorsunuz, deyince
-2 buçuk olsun abi dedi.
-Pahalı, dedim,
-2 Lira abi, dedi.
Marketlerde de bu fiyat olduğunu bildiğim için, seçmeye başladım. Bu arada kendisi de çuvala bir kaç tane doldurmuş.
-Çıkar onları istemiyorum, dedim.
2 tane kavul aldım, eh işte orta boy.
Çuvala koydu ve elindeki kantarla 10 kilo abi dedi.
-O ikisi 10 kilo mu, mümkün değil dedim ve elindeki teraziyi istedim.
Vermek istemedi.
-Ver şu teraziyi diye çıkıştım.
-Sen hangi okulda okuyorsun dedim,
-xxxx okulu, dedi.
Özellikle ismi yazmıyorum,
Eski tip bir kantar.
İbre 3 kilodan başlıyor.
-Bu yanlış tartıyor başka terazin var mı? dedim.
Başka bir terazi çıkardı. onunla tarttık, bilmiyorum o ne kadar doğru idi.
7,5 kilo geldi.
15 TL ücreti verdim ve oradan ayrıldım.
Şimdi gelelim esas meseleye...
12-13 yaşındaki bir çocuğun önce fiyatta sonra terazide yaptığı sahtekarlığa izin verecek ahlaki, eğitim ve din terbiyesinin olmadığı bir toplum uzun süre ayakta kalamaz.
Bu çocuğun yaptığı sahtekarlığı bildiğini düşündüğün anne ve babanın topluma ne gibi fayda katabileceklerini aklım almıyor.
Ki bu çocuk, yukarıda saydığım insan olmanın erdemi sayılabilecek, ahlak ve vicdandan yoksun kılabilecek, eğitimi siz okulda, ailede, camide nerde verirseniz verin, önce o eğitimlerin içine dürüst olmayı, ahlaklı olmayı koymadıktan sonra, bütün temel ilkelerden ahlaklı olmayı ve dürüst olmayı, millet olma bilincini çıkardıktan sonra, her birine tablet verseniz ne olur, sınıfları tek kişilik yapsanız ne olur, herkesi üniversite mezunu yapsanız ne olur.
Mehmet Bülent ÖZÇELİK
Yorumlar
Yorum Gönder