Yardım Etmek...



Her dönemde her yerde fakirler olur. Zengin ülkelerde bile. Evsizler, yurtsuzlar, kimsesizler, açlar, yoksullar hatta miskinler bulunur. Hatta zenginken, varlıklıyken birden her şeyini kaybedip her şeye muhtaç olan insanlar da vardır.
Cenabı Hakkın dünyevi adaleti böyledir. Bazıları zengin çocuğu olarak doğar, bazıları fakir bir ortamda fakir çocuğu olarak dünyaya gelir. Varlık dereceleri farklıdır. Bütün her şey Allahın isimlerinin, kudretinin, iradesinin tecellisini göstermek içindir. Sosyal ve biyolojik hayattaki farklılıklar, birbirini tanımak, yardımlaşmak, birbirinin eksiğini tamamlamak içindir.
Herkesin imtihanı farklıdır. Kimi varlıkla, kimi yoklukla, kimi güzellikle, kimi çirkinlikle sınanır. Açlık olmazsa tokluğun, yokluk olmazsa varlığın ne olduğu, mahiyeti ve değeri bilinmez.
Ayrıca açlık ile Rezzakın kim olduğu, kimin yaratıp zamanında ulaştırdığı anlaşılır. Açlık olmasaydı insanlar nimeti verenin kim olduğunu bilmez, düşünmez ve bu yönüyle tanımazlardı. Yine hastalık olmazsa Rabbimizin Şafi isminin tecellisini bilemezdik.
Hastalıklar, engellilerin bulunuşu haşa Cenabı Hakkın kusurlu yaratışı değil, bizzat isim ve sıfatlarını göstermek ve tecelli etmek içindir.
Dün bir video gördüm youtube'ta. Bu ülkenin gerdanı düşmüş göbekli bir insanı, röportaj yapmak için mikrofon uzatan bayana, bu ülkenin fakirlerine artık merhamet hislerini kaybettiğini, onlara yardımcı olmayacağını, bundan sonra onlara kin ve nefret duyduğunu söylüyordu. "Ev yaptırıyorum, evimi fakirlere en yüksek bedellere kiraya vereceğim, artık fakirlere acımayacağım." diyordu.
Hani belli ideolji sahiplerinde; "sakın fakire yardım etme, bir tekme de sen vur ki, isyan duyguları kabarsın, kurulu otoriteye baş kaldırsın, yoksa başka türlü uyanmazlar", derler ya. Aynen onu savunuyordu.
Nedense bizim sosyal adaletçilerimiz hep zenginden yanadır. Ya da zengindir!
Evet, yardım etmek, insanlara merhametli yaklaşmak nasip işidir. , Siyasi tercihlerinden dolayı insanları ötekileştirmemek ve kin duymamak da bir fazilettir. Herkese nasip olmaz. Bugün ötekileştiren, vicdansızca davranan yarın öyle bir hale gelir ki, ahirette en aşağı bir gedadan yardım dilemek zorunda kalır.
Rabbimiz bizi merhametsiz, vicdansız, imansız ve salih amelsiz insanlardan eylemesin.
Peygamberimizin hayatının büyük bir kısmı fakirlik içinde geçti. Varlıklı hayatı da oldu. Ama asla varlığını övünme ve başa kakma sebebi yapmadı. Sahip olduklarını da fakirlerle paylaştı. Hatta Miraç gecesinde geleceğe seyahat edip Cennet ve Cehennemi ziyaretinde şu mealde bir tespitte bulundu. "Cennetin kapısında durdum en çok fakirlerin cennete girdiğini gördüm. Çünkü en çok onlar sabredip şükrediyorlardı. Cehenneme en çok zenginlerin girdiğini gördüm. Çünkü onlar şımarıp şükretmiyorlardı. Rablerini unutup fakirlerin elinden tutmuyorlardı."
Bu arada Kurban ibadeti dinin bir hükmüdür, yardımlaşmak ayrı bir hükümdür. Kurban etinin bir bölümünü dağıtmak, Kurban ibadetinin bütünlüğü içinde bir yardımlaşmadır. "Ben fakirlere yardım ediyorum" diyen kişi, kurban ibadetinin sorumluluğundan kurtulamaz.
Ahmet Yordam


 

Yorumlar