Ramazan Biterken...



Ramazan geride kalıyor, manevi iklim değişiyor...
Maddi hava kirli olduğunda nasıl herkesi kötü etkiliyorsa…
Manevi hava bozulduğunda da herkesi ona açık olması nispetinde etkiliyor.
Manevi havamız, üç aylarda, mübarek geceler ve Ramazan’da safileşmiş ve güzelleşmişti.
Herkes de bundan iyi yönde etkileniyordu.
Fakat bu güzel günler gidince sanki Ahiret pazarı kapanıyor, dünya sergisi açılıyor.
Ortam birden değişiyor. Etrafa yayılan zehirli sözler ve davranışlar herkesi derecesine göre zedeliyor.
Bu havanın zararından kurtulmanın yolu iman ve Kur’an’ın hakikatleriyle daha fazla meşgul olmaktır.
Kur’an hizmetine hız vermek, ibadete daha ciddi sarılmaktır.
Helal dairede yaşamaya özen göstermek ve haramdan, yılandan, akrepten kaçar gibi kaçmaktır.
Dindar, ahlaklı bir çevre içinde bulunmaya özen göstermektir.
Efendimiz (a.s.v) şöyle buyurur:
"Bayramlar yeme, içme, eğlenme ve Allah’ı zikretme günleridir."
- Gülmemiz, sevinmemiz meşru dairede olmalı.
- Verdiği nimetlerden dolayı ve bayrama ulaştırdığı için Allah’a şükretme şuuru içinde…
- Rabbinin huzurunda olduğunu unutmadan…
-Gaflete dalmadan…
- Ve masumane olmalıdır.
Bundan dolayıdır ki, Efendimiz (a.s.v) bayramda gaflete düşmememiz için Allah'ı zikretmeye ve şükre teşvik etmiştir.
Taki nimetler artarak devam etsin.
Yoksa nimet şükür görmezse gider.
Esas bayramı, ruhumuzu imanla teslim ettiğimizde…
Münker ve Nekire doğru cevap verdiğimizde…
Kitabımızı sağ tarafımızdan aldığımızda…
Sırat’tan düşmeden geçtiğimizde…
Allah’ın rızasını kazanıp, Cennete girip, Allah'ın Cemalini gördüğümüzde... Mehmet Kara


 

Yorumlar